Panik atak biz aciz insanlara sağı solu belli olmayan mitolojik tanrı Pan’ın bir hediyesi midir yoksa yaşadığımız yoğun stresten ve karmaşık modern toplumun sorunlu ilişkilerinden mi kaynaklanmaktadır? doğanın gerçek simgesi Pan'ın modern toplum yaşantılarından pek de hoşlanabileceğini sanmıyoruz. Öte yandan Pan’ın dengesiz ve kendiliğinden sevinci-öfkesi yaratılışımızdaki keskin uçları düşündürmüyor da değil. Eski Anadolu mitolojisine göre Pan küçük ve büyükbaş hayvanların, bunları güden çobanların, doğal hayatın ve kırların mitolojik tanrısı olarak kabul edilirmiş. Ayakları keçi ayağı şeklinde, keçi kuyruklu, keçi sakallı ve boynuzlu bir görünümdeymiş. Pan flütü ile keyifli melodiler seslendirirmiş. Bu güzel müzikleri duyan tüm peri kızları neşe içinde kırlarda dans eder, bu güzel müziğe onlar da insanı kendilerine hayran bırakan sesleri ile eşlik ederek bulundukları yeri şenlendirirlermiş. Oradan geçenler de kendilerinden geçerek, hülyalara dalarlarmış.
Pan çok neşeli ve hareketli bir ruh hali içindeyken, bazen birden kötü niyetli bir hale bürünerek, bir yerde tek başına kalanlara uğultu ve hışırtılar çıkartarak korkuturmuş. Aniden düşen bir taş, kayaların arasına beliren bir gölge, otlar ve çalılar arasında görülen bir kıpırtı Pan’ın varlığı olarak düşünülürmüş.
Bu durumda aniden sebepsiz yere hayvanlar, hatta insanlar bir panik havasında adeta kalpleri yerinden çıkacak derecede çarpıntı, nefes darlığı, yutkunma güçlüğü yaşarlar, başlarından aşağı sıcak su dökülürmüş gibi kızararak, ter içinde kalır, tepeden tırnağa tüm vücutları uyuşur, bulantı ve müthiş bir sıkıntı ve çaresizlik hissi ile birlikte, bayılma, çıldırma ve ölüm korkuları ile dehşet içinde oradan kaçmak isterlermiş. İşte adını bu mitolojik tanrıdan alan panik bozukluğu da kişilerin ölüm korkularıyla (beraberindeki vücutsal belirtilerle); kalabalık, büyük çıkışın bulunamayacağı alanlardan kaçınma, tek başına kalamama gibi kaygılarla; o anda ölebileceği, aklına kaybedebileceği, felç ya da kalp krizi geçirebileceği gibi düşüncelerle hastanelerin acil servislerinde başvurularına yol açabilmektedir.
Eğer siz de bu şekilde belirtiler yaşıyorsanız ve bu belirtiler hayatınızı kısıtlayarak, günlük işlevselliğinizi olumsuz yönde etkiliyorsa panik bozukluğunuz olabilir. Eğer sık sık hastanelerin acil servislerine gece yarıları başvurmak ve gereksiz tedaviler almak istemiyorsanız bir psikiyatri ile tedaviye başlayın. Pan’ın getirdiği korku ve sıkıntılarınız kaybolsun, Pan’ın değil, Georghe Zamfir’in güzel pan flütünden neşeli melodiler gününüzü şenlendirsin.